Facebook hakkında
www.facebook.com
Facebook yüzünden başınız nasıl belaya girebilir? Çok kolay!
Henüz
23 yaşında olan Mark Zuckerberg`in başımıza musallat ettiği Facebook
debdebe içinde büyüyor. Günde yaklaşık 250 bin yeni üye edinen site,
Zuckerberg`in bu yaşta CEO olmasını sağladı ve 45 milyona ulaşan
kullanıcı sayısıyla internetin yeni gözbebeği haline geldi. Microsoft,
Google ve Yahoo gibi devasa şirketler Facebook`a ortak olmak için
birbiriyle yarışıyorlar.
Olan
biten aslında tüm diğer sosyal networking siteleriyle aynı. Arkadaş
ekle, mesajlaş, çiçek gönder, beraber oyun oyna vesaire... 2002`de
Friendster isimli arkadaşlık sitesi vardı, sonra 2003`te Yonja, 2004`te
80630 ve MySpace, geçen yıl da Sosyomat patladı. Şimdi Facebook
gündemde. Aşağı yukarı her bir buçuk yılda bir yeni bir sosyal
networking modası çıkıyor. Facebook da bunlardan biri.
Sitenin
özelliği herkesin gerçek ismiyle kayıt olması. Yani takma adlar burada
yok. Ad ve soyadı formatında istediğiniz kişiyi aratabiliyorsunuz. Siz
de kimliğinizdeki isminizle varsınız. Dolayısıyla arkadaşlarınızı arayıp
buluyor, sonra da listenize ekliyorsunuz. Soyadlarını
hatırlayabilirseniz kreşteki arkadaşlarınızı bile bulmanız olası.
Zamanla arkadaşların listeleri taranıp sanki orada açık ve net olarak
belirtilmemiş gibi "Sen de Gülşen`in arkadaşı mısın, aaa! Ben Nevzat."
diyerek şansınızı deniyorsunuz. Buradan gerisi ise bilindik.
"Merhaba,
bu güzel fotoğrafı görünce selam vermeden geçmek istemedim" veya
"Biliyor musun ben de DJ Tiesto`ya bayılıyorum" gibisinden saltolar
uzayıp gidebiliyor. Facebook`un farkı detaylara çok önem verilmiş olması
ve bağlayıcılığı. İlgilenmeniz gereken o kadar çok detay, oyun ve
uygulama var ki üstüne para alsanız yeridir. Peki Facebook çılgınlığının
size geri dönüşü ne oluyor? Dikkat etmeniz gereken birçok ayrıntı var.
Kimlik hırsızlığı
Facebook`a gerçek isim ve soyadınızla kayıt oluyorsunuz. Kimse
sizi buna zorlamıyor ama işleyiş bu şekilde. Gerçek isminizle
girmezseniz, insanlara kim olduğunuzu anlatmanız ayrı bir mesele. Gerçek
isminiz, soyadınız, doğum tarihiniz, doğum yeriniz, telefon numaranız,
mail adresiniz gibi bilgileri Facebook`a girdikten sonra tüm internet
alemine "Buyurun bunları çalın, beni bir güzel dolandırın" demiş gibi
oluyorsunuz. Zira bu bilgiler gizlenebilse de çoğu kullanıcı bunu nasıl
yapacağını bilmiyor ve çözemiyor. Çünkü sitenin ayarlar kısmı çok
kompleks. Tek bir ayar penceresi yok. Her ayar için ayrı bir sayfaya
tıklamak gerekiyor.
Ayrıca
kullanıcılar bir diğer kullanıcının hobilerini, hoşlandığı şeyleri,
hoşlanmadıklarını, çalıştığı iş yerlerini ve fotoğraflarını tek
tıklamayla görebiliyor. Arkadaş listenizden birinden anne kızlık
soyadınızı da öğrenen birisi ocağınıza incir ağacı dikebilir. Hangi
banka hesabını kullandığınızı bilen biri bütün gerekli bilgileri oradan
edinerek kredi kartınızı kendi adresine bile göndertebilir.
Dahası
birilerine sizin kimliğinizi kullanarak tehdit mailleri atıp internet
hesaplarınızın şifrelerini de çalabilirler. Tüm bilgilerinizle yeni bir
hesap açıp, tüm arkadaşlarınızı ekleyerek kendisini siz gibi
tanıtabilecek insanlar var.
Facebook`ta
sadece 2007`nin ilk altı ayında 40 bin kimlik hırsızlığı olayı yaşandı.
Sadece bu kimlik hırsızlıklarıyla üç milyon dolar civarında para cebe
indirilmiş. Üstelik ilk altı ayda Facebook`un kullanıcı sayısının şu
andakinden çok çok daha az olduğunu tahmin edersiniz.
Bağımlılık yapıyor
Facebook hayatınıza yeni bir iş olarak giriyor. Sizden kendisine vakit
ayırmanızı, hatta onun için çalışmanızı istiyor. Kronik bir şekilde
çeşitli periyotlarla, işte ve evde Facebook`a girerek ne olmuş ne bitmiş
kontrol etmek zorundasınız. Bundan kaçamıyorsunuz. Sitesi size sürekli
mesajlar gönderiyor. "Biri arkadaş olmak istiyor, film izlemeye davet
etti, mesaj kutuna bir şeyler yazdı, yeni fotoğraf ekledi" gibisinden
mesajlarla her gün siteye çağrılıyorsunuz. Sadece beş dakikalığına
kontrol için girdiğinizde saatler çoktan akıp gitmiş oluyor. Bundan
dolayı uzmanlar Facebook`u "sanal kokain" olarak tanımlıyorlar.
Peninsula
isimli bir şirketin yaptığı araştırmanın sonuçları ise hayli şaşırtıcı.
Araştırmada İngiltereli çalışanların Facebook`ta geçirdikleri zaman
dolayısıyla ayda 233 milyon saatlik bir işgücü kaybı yaşandığı ortaya
çıkarılmış. Avustralya`da ise Facebook nedeniyle yıllık dört milyar
dolar civarında zarar ediliyor. Bu nedenle Avustralya`da 3500 şirkette
Facebook engellendi ve bu şirketlerin sayısı giderek artıyor.
Kariyerinizi karartabilir
Facebook`u sadece siz ve arkadaş çevreniz kullanmıyor. Muhtemelen
işverenlerinizin ve müdürlerinizin de bu siteden haberi var. Dahası
birçok firmada işverenler, bir kişiye iş teklifi yapmadan önce onu
internette iyice araştırıyorlar. Önceden bu iş için Google tercih
ediliyordu. Fakat son bir yıl içinde Facebook çok daha iyi bir kaynak
haline geldi. Bu durumda profilinize komik olsun diye eklediğiniz bir
fotoğrafın bile işi kaybetmenize sebep olması muhtemel. İnsan kaynakları
şirketleri Facebook`u etkin bir şekilde insan denetimi için kullanıyor.
Profilinizde görülen mesajlarda bir arkadaşınızın şaka bile olsa
travestilere laf atarak eğlendiğiniz bir geceyi anlatması işveren için
pek de etkileyici görünmeyebiliyor.
Sitede
yaptığınız her şey kaydedildiği ve diğer kullanıcılar tarafından
görülebildiği için işvereniniz beyhude işlere ayırdığınız vakti görüp
size kapıyı gösterebilir. Geçtiğimiz yıl Miami`de yaşanan bir olay tam
ders olacak cinsten. Bir Miami Üniversitesi öğrencisi, Facebook
profilindeki fotoğrafı eğlence niyetine Miami`de tecavüz suçundan aranan
bir adamın fotoğrafıyla değiştirmişti. Neticede öğrenci "Paniğe neden
olmak" suçundan tutuklandı ve temiz sabıka kaydına yok yere bir ekleme
yapmış oldu.
Arkadaş listeniz sizi ele veriyor
Facebook, "Kimin daha fazla arkadaşı var" yarışmasına dönmüş durumda.
Çıkış noktası insanların eski okul arkadaşlarını bulmasıyken artık
insanlar birbirlerini listelerine eklemek için mücadele ediyorlar.
"Nüfuzlu kişilik" deyiminin bir insanı tanımlamak için kullanıldığı bir
ülkede bunun ne seviyede ve ne amaçla suistimal edildiğini tahmin
edersiniz.
Facebook`ta
diğer kullanıcılar arkadaş listenizin tamamını görebiliyorlar. Bu
durumda listenizde karanlık veya imajı kötü olan isimlerin bulunması pek
de yararınıza olmaz. Ayrıca bu durum, hastalıklı kişilerin arkadaş
listenizdeki kimi insanları rahatsız etme ihtimallerini de beraberinde
getiriyor.
Arkadaş
listesini büyütme saplantısının içinde bir de listede ünlü isimlerin
bulunmasının prim yaptığı inancı var. Bu, o kişiye ulaşmak isteyen
birçok kişinin eğer o ünlü listenizdeyse sizi de rahatsız edeceği
manasını taşıyor. Listenizde bulunan ünlünün bazı sevilmeyen yönleri
varsa, mesela mafyöz bir tipse ya da medya oyuncağıysa arkadaşlarınız
sizden yavaş yavaş uzaklaşabiliyor.
Suistimale davetiye çıkaran site
Facebook`a kayıt olurken okumadan hemen onayladığınız sözleşmede yer
alan bazı cümleler başınıza gelecekleri önceden haber veriyor. "Elimizde
bulunan bilgileri üçüncü kişilerle, şirketlerle, ortaklık ya da benzeri
bir ilişki içinde olduğumuz firmalar ve şahıslarla paylaşabiliriz"
cümlesini kabul ettiğiniz andan itibaren tüm bilgilerinizin isteyene
verilebileceğini kabul ediyorsunuz. Bu da doğum tarihinizden mezuniyet
tarihlerinize, arkadaş listenizden hobilerinize kadar hakkınızdaki her
bilginin satılabilir olduğunu kabullenmeniz demek. Mail adresiniz ve
şifresi de buna dahil. Bundan dolayı kısa bir süre sonra sayısız spam
mail ile posta kutunuzun şişmesine şaşırmayın.
Birdenbire
bir salgın haline dönüşen ve girdap gibi cümle internet kullanıcısını
içine çeken sitenin başınıza açabileceği şeylerin listesi oldukça
kalabalık. Kandırıp dolandırdığınız, parasını ödemediğiniz ya da köşe
bucak kaçtığınız herkesle karşılaşmanız an meselesi.
Bunun
yanında listenizde 5000 kişi olsa da bunlar sadece o listede
duruyorlar. Arkadaşlık kavramının içini boşaltan site şişirme bir
sosyallik yaratıyor. İlkokul arkadaşlarınızı bulsanız bile bir "Merhaba"
demeden listeye ekliyorsunuz. Dolayısıyla sosyalleşme sadece kimin daha
çok sayıda arkadaşı var yarışına dönüşüyor. İşin kötüsü sitede herkesin
bu durumu kanıksamış olması.
Son
olarak Facebook`tan çıkmanın mümkün olmadığını da söyleyelim.
Hesabınızın silinmesini isteseniz bile silinmiyor. Sadece inaktif hale
getiriliyor. Diğer insanların listesinde yine görünüyorsunuz. Yaptığınız
her şey, attığınız bütün mesajlar, fotoğraflarınız ve bilgileriniz
duruyor. İstediğiniz an aynı isimle ve şifreyle kullanıcınızı tekrar
aktif edebilirsiniz. Bunun Facebook`a verdiğiniz tüm bilgilerin sonsuza
dek kullanılabileceği anlamına geldiğini söylemeye gerek bile yok.
Sildiğiniz bilgilerin hiçbiri veritabanından silinmiyor.
Sayfanızda görünmese
bile kaydettiğiniz ve sildiğiniz en ufak bilgi arşivlerdeki yerini
alıyor. Bu bilgilerle alışveriş alışkanlıklarınızdan banka hesabınıza,
ilişki içinde olduğunuz insanlardan yemek, sinema, müzik zevkinize kadar
her şey takip edilebilir hale geliyor. Bu bilgilerin sizi ne duruma
sokacağını ve bunların ne amaçla kullanılabileceğini detaylı bir şekilde
düşünürseniz sonucun nerelere varabileceğine dair olasılıklar son
derece korkutucu. Az da olsa kimliğinizi saklama ihtiyacı
hissediyorsanız ve özel bilgileriniz konusunda hassassanız, Facebook
size göre değil. Zira sonradan paranoyak olabilirsiniz.
www.facebook.com
Facebook yüzünden başınız nasıl belaya girebilir? Çok kolay!
Henüz
23 yaşında olan Mark Zuckerberg`in başımıza musallat ettiği Facebook
debdebe içinde büyüyor. Günde yaklaşık 250 bin yeni üye edinen site,
Zuckerberg`in bu yaşta CEO olmasını sağladı ve 45 milyona ulaşan
kullanıcı sayısıyla internetin yeni gözbebeği haline geldi. Microsoft,
Google ve Yahoo gibi devasa şirketler Facebook`a ortak olmak için
birbiriyle yarışıyorlar.
Olan
biten aslında tüm diğer sosyal networking siteleriyle aynı. Arkadaş
ekle, mesajlaş, çiçek gönder, beraber oyun oyna vesaire... 2002`de
Friendster isimli arkadaşlık sitesi vardı, sonra 2003`te Yonja, 2004`te
80630 ve MySpace, geçen yıl da Sosyomat patladı. Şimdi Facebook
gündemde. Aşağı yukarı her bir buçuk yılda bir yeni bir sosyal
networking modası çıkıyor. Facebook da bunlardan biri.
Sitenin
özelliği herkesin gerçek ismiyle kayıt olması. Yani takma adlar burada
yok. Ad ve soyadı formatında istediğiniz kişiyi aratabiliyorsunuz. Siz
de kimliğinizdeki isminizle varsınız. Dolayısıyla arkadaşlarınızı arayıp
buluyor, sonra da listenize ekliyorsunuz. Soyadlarını
hatırlayabilirseniz kreşteki arkadaşlarınızı bile bulmanız olası.
Zamanla arkadaşların listeleri taranıp sanki orada açık ve net olarak
belirtilmemiş gibi "Sen de Gülşen`in arkadaşı mısın, aaa! Ben Nevzat."
diyerek şansınızı deniyorsunuz. Buradan gerisi ise bilindik.
"Merhaba,
bu güzel fotoğrafı görünce selam vermeden geçmek istemedim" veya
"Biliyor musun ben de DJ Tiesto`ya bayılıyorum" gibisinden saltolar
uzayıp gidebiliyor. Facebook`un farkı detaylara çok önem verilmiş olması
ve bağlayıcılığı. İlgilenmeniz gereken o kadar çok detay, oyun ve
uygulama var ki üstüne para alsanız yeridir. Peki Facebook çılgınlığının
size geri dönüşü ne oluyor? Dikkat etmeniz gereken birçok ayrıntı var.
Kimlik hırsızlığı
Facebook`a gerçek isim ve soyadınızla kayıt oluyorsunuz. Kimse
sizi buna zorlamıyor ama işleyiş bu şekilde. Gerçek isminizle
girmezseniz, insanlara kim olduğunuzu anlatmanız ayrı bir mesele. Gerçek
isminiz, soyadınız, doğum tarihiniz, doğum yeriniz, telefon numaranız,
mail adresiniz gibi bilgileri Facebook`a girdikten sonra tüm internet
alemine "Buyurun bunları çalın, beni bir güzel dolandırın" demiş gibi
oluyorsunuz. Zira bu bilgiler gizlenebilse de çoğu kullanıcı bunu nasıl
yapacağını bilmiyor ve çözemiyor. Çünkü sitenin ayarlar kısmı çok
kompleks. Tek bir ayar penceresi yok. Her ayar için ayrı bir sayfaya
tıklamak gerekiyor.
Ayrıca
kullanıcılar bir diğer kullanıcının hobilerini, hoşlandığı şeyleri,
hoşlanmadıklarını, çalıştığı iş yerlerini ve fotoğraflarını tek
tıklamayla görebiliyor. Arkadaş listenizden birinden anne kızlık
soyadınızı da öğrenen birisi ocağınıza incir ağacı dikebilir. Hangi
banka hesabını kullandığınızı bilen biri bütün gerekli bilgileri oradan
edinerek kredi kartınızı kendi adresine bile göndertebilir.
Dahası
birilerine sizin kimliğinizi kullanarak tehdit mailleri atıp internet
hesaplarınızın şifrelerini de çalabilirler. Tüm bilgilerinizle yeni bir
hesap açıp, tüm arkadaşlarınızı ekleyerek kendisini siz gibi
tanıtabilecek insanlar var.
Facebook`ta
sadece 2007`nin ilk altı ayında 40 bin kimlik hırsızlığı olayı yaşandı.
Sadece bu kimlik hırsızlıklarıyla üç milyon dolar civarında para cebe
indirilmiş. Üstelik ilk altı ayda Facebook`un kullanıcı sayısının şu
andakinden çok çok daha az olduğunu tahmin edersiniz.
Bağımlılık yapıyor
Facebook hayatınıza yeni bir iş olarak giriyor. Sizden kendisine vakit
ayırmanızı, hatta onun için çalışmanızı istiyor. Kronik bir şekilde
çeşitli periyotlarla, işte ve evde Facebook`a girerek ne olmuş ne bitmiş
kontrol etmek zorundasınız. Bundan kaçamıyorsunuz. Sitesi size sürekli
mesajlar gönderiyor. "Biri arkadaş olmak istiyor, film izlemeye davet
etti, mesaj kutuna bir şeyler yazdı, yeni fotoğraf ekledi" gibisinden
mesajlarla her gün siteye çağrılıyorsunuz. Sadece beş dakikalığına
kontrol için girdiğinizde saatler çoktan akıp gitmiş oluyor. Bundan
dolayı uzmanlar Facebook`u "sanal kokain" olarak tanımlıyorlar.
Peninsula
isimli bir şirketin yaptığı araştırmanın sonuçları ise hayli şaşırtıcı.
Araştırmada İngiltereli çalışanların Facebook`ta geçirdikleri zaman
dolayısıyla ayda 233 milyon saatlik bir işgücü kaybı yaşandığı ortaya
çıkarılmış. Avustralya`da ise Facebook nedeniyle yıllık dört milyar
dolar civarında zarar ediliyor. Bu nedenle Avustralya`da 3500 şirkette
Facebook engellendi ve bu şirketlerin sayısı giderek artıyor.
Kariyerinizi karartabilir
Facebook`u sadece siz ve arkadaş çevreniz kullanmıyor. Muhtemelen
işverenlerinizin ve müdürlerinizin de bu siteden haberi var. Dahası
birçok firmada işverenler, bir kişiye iş teklifi yapmadan önce onu
internette iyice araştırıyorlar. Önceden bu iş için Google tercih
ediliyordu. Fakat son bir yıl içinde Facebook çok daha iyi bir kaynak
haline geldi. Bu durumda profilinize komik olsun diye eklediğiniz bir
fotoğrafın bile işi kaybetmenize sebep olması muhtemel. İnsan kaynakları
şirketleri Facebook`u etkin bir şekilde insan denetimi için kullanıyor.
Profilinizde görülen mesajlarda bir arkadaşınızın şaka bile olsa
travestilere laf atarak eğlendiğiniz bir geceyi anlatması işveren için
pek de etkileyici görünmeyebiliyor.
Sitede
yaptığınız her şey kaydedildiği ve diğer kullanıcılar tarafından
görülebildiği için işvereniniz beyhude işlere ayırdığınız vakti görüp
size kapıyı gösterebilir. Geçtiğimiz yıl Miami`de yaşanan bir olay tam
ders olacak cinsten. Bir Miami Üniversitesi öğrencisi, Facebook
profilindeki fotoğrafı eğlence niyetine Miami`de tecavüz suçundan aranan
bir adamın fotoğrafıyla değiştirmişti. Neticede öğrenci "Paniğe neden
olmak" suçundan tutuklandı ve temiz sabıka kaydına yok yere bir ekleme
yapmış oldu.
Arkadaş listeniz sizi ele veriyor
Facebook, "Kimin daha fazla arkadaşı var" yarışmasına dönmüş durumda.
Çıkış noktası insanların eski okul arkadaşlarını bulmasıyken artık
insanlar birbirlerini listelerine eklemek için mücadele ediyorlar.
"Nüfuzlu kişilik" deyiminin bir insanı tanımlamak için kullanıldığı bir
ülkede bunun ne seviyede ve ne amaçla suistimal edildiğini tahmin
edersiniz.
Facebook`ta
diğer kullanıcılar arkadaş listenizin tamamını görebiliyorlar. Bu
durumda listenizde karanlık veya imajı kötü olan isimlerin bulunması pek
de yararınıza olmaz. Ayrıca bu durum, hastalıklı kişilerin arkadaş
listenizdeki kimi insanları rahatsız etme ihtimallerini de beraberinde
getiriyor.
Arkadaş
listesini büyütme saplantısının içinde bir de listede ünlü isimlerin
bulunmasının prim yaptığı inancı var. Bu, o kişiye ulaşmak isteyen
birçok kişinin eğer o ünlü listenizdeyse sizi de rahatsız edeceği
manasını taşıyor. Listenizde bulunan ünlünün bazı sevilmeyen yönleri
varsa, mesela mafyöz bir tipse ya da medya oyuncağıysa arkadaşlarınız
sizden yavaş yavaş uzaklaşabiliyor.
Suistimale davetiye çıkaran site
Facebook`a kayıt olurken okumadan hemen onayladığınız sözleşmede yer
alan bazı cümleler başınıza gelecekleri önceden haber veriyor. "Elimizde
bulunan bilgileri üçüncü kişilerle, şirketlerle, ortaklık ya da benzeri
bir ilişki içinde olduğumuz firmalar ve şahıslarla paylaşabiliriz"
cümlesini kabul ettiğiniz andan itibaren tüm bilgilerinizin isteyene
verilebileceğini kabul ediyorsunuz. Bu da doğum tarihinizden mezuniyet
tarihlerinize, arkadaş listenizden hobilerinize kadar hakkınızdaki her
bilginin satılabilir olduğunu kabullenmeniz demek. Mail adresiniz ve
şifresi de buna dahil. Bundan dolayı kısa bir süre sonra sayısız spam
mail ile posta kutunuzun şişmesine şaşırmayın.
Birdenbire
bir salgın haline dönüşen ve girdap gibi cümle internet kullanıcısını
içine çeken sitenin başınıza açabileceği şeylerin listesi oldukça
kalabalık. Kandırıp dolandırdığınız, parasını ödemediğiniz ya da köşe
bucak kaçtığınız herkesle karşılaşmanız an meselesi.
Bunun
yanında listenizde 5000 kişi olsa da bunlar sadece o listede
duruyorlar. Arkadaşlık kavramının içini boşaltan site şişirme bir
sosyallik yaratıyor. İlkokul arkadaşlarınızı bulsanız bile bir "Merhaba"
demeden listeye ekliyorsunuz. Dolayısıyla sosyalleşme sadece kimin daha
çok sayıda arkadaşı var yarışına dönüşüyor. İşin kötüsü sitede herkesin
bu durumu kanıksamış olması.
Son
olarak Facebook`tan çıkmanın mümkün olmadığını da söyleyelim.
Hesabınızın silinmesini isteseniz bile silinmiyor. Sadece inaktif hale
getiriliyor. Diğer insanların listesinde yine görünüyorsunuz. Yaptığınız
her şey, attığınız bütün mesajlar, fotoğraflarınız ve bilgileriniz
duruyor. İstediğiniz an aynı isimle ve şifreyle kullanıcınızı tekrar
aktif edebilirsiniz. Bunun Facebook`a verdiğiniz tüm bilgilerin sonsuza
dek kullanılabileceği anlamına geldiğini söylemeye gerek bile yok.
Sildiğiniz bilgilerin hiçbiri veritabanından silinmiyor.
Sayfanızda görünmese
bile kaydettiğiniz ve sildiğiniz en ufak bilgi arşivlerdeki yerini
alıyor. Bu bilgilerle alışveriş alışkanlıklarınızdan banka hesabınıza,
ilişki içinde olduğunuz insanlardan yemek, sinema, müzik zevkinize kadar
her şey takip edilebilir hale geliyor. Bu bilgilerin sizi ne duruma
sokacağını ve bunların ne amaçla kullanılabileceğini detaylı bir şekilde
düşünürseniz sonucun nerelere varabileceğine dair olasılıklar son
derece korkutucu. Az da olsa kimliğinizi saklama ihtiyacı
hissediyorsanız ve özel bilgileriniz konusunda hassassanız, Facebook
size göre değil. Zira sonradan paranoyak olabilirsiniz.
C.tesi Nis. 28, 2012 10:40 pm tarafından aLPaCiNo
» Hepsiburada.com Alışveriş Sitesi
C.tesi Nis. 28, 2012 10:37 pm tarafından aLPaCiNo
» Facebook Sosyal Ağ Arkadaş Bulma Sitesi
Perş. Nis. 26, 2012 8:56 pm tarafından aLPaCiNo
» Siteniz İçin Kullanıcı Rütbeleri / Türk Bayrağı & AtaTürk
Salı Nis. 24, 2012 9:43 am tarafından aLPaCiNo
» Güncel Forum St Kaliteli Türkçe Forum
Salı Nis. 24, 2012 9:42 am tarafından aLPaCiNo
» Türkçe'yi doğru kullanmaya özen gösteriyor musunuz?
Cuma Nis. 20, 2012 7:39 pm tarafından aLPaCiNo
» Canakkale Forum ST Şehitler Diyarı 18 Mart Çanakkale 17
Perş. Nis. 12, 2012 11:08 pm tarafından aLPaCiNo
» Online Logo Yapımı!
Perş. Nis. 12, 2012 4:58 pm tarafından aLPaCiNo
» 500 Joomla Templates Awesome selection | 85 mb | HF / tema
Perş. Nis. 12, 2012 4:55 pm tarafından aLPaCiNo